TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI İnsan Hakları Derneği
Raportör üye, havale edilecek dosyanın incelenmesini en geç iki gün içinde tamamlar ve hazırlayacağı raporu başkana sunar. C) Makbul sayılan bir özür bildiren veya mücbir sebep dolayısıyla davete uymadığı anlaşılan öğrenciye yeniden uygun bir süre verilir veya belirtilecek bir süre içinde yazılı savunmasını göndermesi istenir. Tutuklu öğrencilere savunmalarını yazılı olarak gönderebileceği duyurulur. (1) 15 inci maddede yer alan hükümler, Türkiye Cumhuriyetinin Avrupa Birliğine tam üye olduğu tarihten itibaren uygulanır. 19 uncu maddenin birinci fıkrasının (f) bendi, Türkiye Cumhuriyetinin Avrupa Birliğine tam üye olduğu tarihten itibaren Avrupa Birliğine üye ülkeler için uygulanmaz. (3) Medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar, yayın hizmetlerinin iletiminde kullandıkları radyolink cihaz ve sistemleri için gereken izinleri, ilgili mevzuat çerçevesinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan alırlar. (2) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından elektronik haberleşme hizmetlerini sunmak üzere yetkilendirilen işletmeciler; elektronik haberleşme hizmetlerine ilişkin olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu düzenlemelerine tabidirler. Ancak, bu işletmecilerden yayın hizmetlerinin iletimi için faaliyette bulunmak isteyenler, bu Kanun uyarınca Üst Kuruldan gerekli yayın iletim yetkisini almak ve Üst Kurul düzenlemelerine uymak suretiyle faaliyetlerini yürütebilirler. (11) Üst Kurul personeli sosyal güvenlik açısından 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılır. (3) Medya hizmet sağlayıcıları, her takvim ayı içinde elde ettikleri ticari iletişim gelirlerini, takip eden ayın son gününe kadar şekil ve içeriğiyle verilme usul ve esasları Üst Kurul tarafından belirlenen beyanname ile beyan ederler. İlgili dönemde gelir elde edilmemiş olsa dahi beyanname verilmesi zorunludur.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir. İnternet tarayıcılarındaki çerez ayarları hakkında daha detaylı bilgi için aşağıda belirtilen linkleri inceleyebilirsiniz. Çevreyi koruma ve iklim değişikliği ile mücadele için toplumu bilinçlendirmeli, çözümler konusunda bilgilendirici yayınlar yapmalı, bu konularda iktidarları uyarmalı ve denetlemeli, hükümetlerin, şirketlerin veya güç odaklarının yönlendirmeleriyle hareket etmemelidir. Gazeteci kamuoyunu doğru bilgilendirme hakkı ile terör propagandası arasındaki farkı gözetir.
Ceza ve disiplin yargılamalarının birlikte yürütülmesi hususu tartışılmadan önce, “memur” kavramına açıklık getirmek yerinde olacaktır, çünkü ülkemizde “memur” kavramının mevzuatta farklı tanımlarını görmek mümkündür. Maddesinde, “(1) Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler. (2) Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.” hükmüne yer verilerek, “memurlar” ve “diğer kamu görevlileri” ayırımına gidildiği görülmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Hırsızlık” başlıklı 141. Maddesine göre; “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir”. Yukarıda da değinildiği üzere, Kabahatler Kanunu, idari yaptırımlar hakkında genel bir usul kanunu niteliğindedir. Maddesinde “kabahatlere ilişkin genel ilkeler, kabahatler karşılığında uygulanabilecek olan idari yaptırım türleri ve sonuçları, kabahatler dolayısıyla karar alma süreci, idari yaptırıma ilişkin kararlara karşı kanun yolu, idari yaptırım kararlarının yerine getirilmesine ilişkin esaslar” kanunun kapsamı olarak belirlenmiştir. Buna göre, Kabahatler Kanununda düzenlenen ilkeler, belediyelerin cezalandırma işlemlerinde de geçerli olacaktır. Kabahatler Kanununun genel usul kanunu niteliği gereği, buradaki ilkeler, sadece Kabahatler Kanununda düzenlenen cezalarda değil, özel yasalarda düzenlenen diğer cezalarda da uygulanacaktır. Bu sebeple, özel yasalarda düzenlenen idari yaptırımlarla ilgili hükümlerdeki, bu genel kanun hükümleriyle uyuşmayan-çelişen hususlar uygulanmayacaktır. On dört günün üzerindeki oda hapsi cezaları yedi hafta sonu izinsizlik cezası sayılır.
18 Haziran 2023 günü yapılması gereken, ancak 14 Mayıs 2023 tarihine çekilmesi gündemde olan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin deprem nedeniyle geri bırakılması mümkün değildir. Anayasa m.78; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilme yetkisini, sadece savaş haline bağlı tutmuştur ki, böyle bir durumda seçimin geri bırakılması için savaş halinin yanısıra, bu savaşın seçimlerin yapılmasını imkansız hale getirmesi gerekir. Bunun dışında yalnızca; en az 400 milletvekilinin oluru ile en geç 18 Haziran 2023 tarihine kadar yapılması gereken seçimlerin, ileride belirli bir tarihe bırakılması Anayasaya eklenecek geçici bir madde ile mümkün olabilir. Anayasaya eklenecek geçici bir maddenin halkoylamasına ihtiyaç duyulmadan yürürlüğe girebilmesinin yegane yolu, en az 400 milletvekilinin böyle bir kanun teklifine evet demesidir. Böyle bir durumda, Cumhuriyet savcısının icra dosyasına müdahale edip edemeyeceği veya herhangi bir işlem yapabilme yetkisinin bulunup bulunmadığı konusunda tereddütler yaşandığı görülmektedir. Yazımızda; sahtecilik ve dolandırıcılık iddiasına konu olduğu ileri sürülen kıymetli evrakla ilgili bir örnek üzerinden bu tür bir tereddüdün nasıl giderileceği, böyle ihtilaflar gündeme geldiğinde Cumhuriyet savcısının soruşturma evresinde hangi yetkilerini kullanabileceği kısaca açıklanacaktır. Burada her ne kadar icra takibi desek de bu kavramı, iflas takibini de içine alacak şekilde anlamak uygun olacaktır. Bu yazımızda; mevzuat, doktrin ve Yargıtay kararları doğrultusunda, ceza yargılamalarında bilirkişilerin, tarafların asli veya tali kusurlu olduklarına dair değerlendirme yapmalarının hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilecektir. Bu yazımızda; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.116 uyarınca konutta yapılacak arama için verilen kararın, konutta bulunan, konuta gelen, konutta ikamet edip arama sırasında dışarıda olan kişilerden kimi kapsayacağı incelenecektir.
Hakkında denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen kişiye rehberlikedecek bir uzman görevlendirilir. Bu uzman, güvenlik tedbirinin uygulamasüresince, kişiyi uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanılmasının etki vesonuçları hakkında bilgilendirir, kişiye sorumluluk bilincinin gelişmesine yönelikolarak öğütte bulunur ve yol gösterir; kişinin gelişimi ve davranışlarıhakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir. (3) Yapı kullanma izni alınmamışbinalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldanbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İnsan veya hayvanlaraçısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğininkörelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye nedenolabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veyahavaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapiscezası ile cezalandırılır. (2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmişolan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin,aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinciderecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi hâlinde; ilgili akrabahakkında şikâyet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir. (2) Birinci fıkrada belirtilenyerleri ve yapıları kirleten kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî paracezası ile cezalandırılır. (2) Fiilin vücuda organ veyasair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yılakadar hapis cezasına hükmolunur.
Başka bir dikkat çekici kararda; astsubay olarak görevli olan davacı, sicil belgelerinin Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince kendisine gösterilmesini talep etmiş, talebinin reddi üzerine Bilgi Edinme Kuruluna dilekçe ile müracaat etmiştir. Disiplin amiri tarafından, Kurula müracaat dilekçesine Askeri makamlarca verilen hizmete özel gizlilik dereceli red yazısını eklemesi disiplin tecavüzü kabul edilmiş ve üç gün oda hapsi ile cezalandırılmıştır. Kanaatimizce, temel hak ve özgürlüklerle ilgili yasa metinlerini yorumlarken, daraltıcı değil hak ve özgürlük alanlarını, bu bağlamda yargısal denetimin sınırları genişletici yorum yapılmalıdır. Çoğunluk görüşü bunun tam tersine karar vermek suretiyle gerçek bir hukuk devleti olma yolunda katkı sağlamamıştır. Ancak Anayasa Mahkemesinin bu kararına rağmen AYİM, istikrarlı bir şekilde disiplin cezalarını yokluk teorisiyle denetlemeye devam etmektedir. AYİM’nin bu tutumu, Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçelerinin bağlayıcılığı tartışmasını gündeme getirmekte ise de bu konu tezin kapsamı dışında olduğundan incelenmeyecektir[797]. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “adil yargılama” başlıklı 6. Maddesinin 1.bendine göre, her şahıs gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar gerek cezai alanda kendisine yöneltilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan yasal, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkına sahiptir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) “adil yargılama” başlıklı 6. Bendine göre, her şahıs gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar gerek cezai alanda kendisine yöneltilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan yasal, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkına sahiptir. AYİM bu tür cezaların yargısal denetimin yaparken, disiplin amirinin eylemin hangi suçu oluşturduğu konusundaki değerlendirmesi ile bağlı kalmamakta, eylemin hangi suçu oluşturduğuna kendisi karar verdikten sonra, bu eylemin AsCK’nun 165. Maddesinde yazılı emre itaatsizlik yada saygısızlık suçlarından birini oluşturup oluşturmadığına bakmaktadır.
- Disiplin suçlarının neler olduğu 477 SK’nun 47-61/A maddelerinde 16 ayrı disiplin suçu sayılmıştır.
- Örneğin idarenin verdiği bilgisayarı, konutuna (kendi egemenlik alanına) götürüp UYAP üzerinde karar yazmakta kullanan veya başka amaçla kullanan kamu görevlisi zimmet suçu işlemiş sayılamaz.
Çünkü Anayasamız dünyada geçerli olan iki sistemden birisi olan “yargı ayrılığı” rejimini kabul etmiştir[46]. Buna göre yargı örgütü yerel mahkemelerden temyiz merciine kadar adli yargı-idari yargı şeklinde iki ayrı organ olarak örgütlenmiştir. Yargı ayrılığı rejiminin doğal (ve zorunlu) sonucu ise, idari işlem ve eylemlerden dolayı idari yargı yolunun geçerli olmasıdır. Anayasa değişmediği sürece yasa koyucu bile bunun aksini takdir edemez. Maddenin iptaline ilişkin kararında, AY’nın 125, 140, 142 ve 155. Maddelerine vurgu yaptıktan sonra, “Bu kurallara göre, Anayasada idari ve adli yargının ayrılığı kabul edilmiştir. Bu ayrım uyarınca idarenin kamu gücü kullandığı ve kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemleri idari yargı, özel hukuk alanına giren işlemleri de adli yargı denetimine tabi olacaktır. Buna bağlı olarak idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda yasa koyucunun geniş takdir hakkının bulunduğunu söylemek olanaklı değildir.”[47] Nitekim AYM benzer gerekçelere, daha önce imar para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesini görevli kılan 3194 sayılı yasanın 42. Maddenin iptaline ilişkin kararında yukarıda anılan gerekçenin devamında “daha ağır suç oluşturan eylemler için verilen idari para cezalarına karşı yapılacak başvurularda konunun idari hukukundan çok ceza hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle adli yargının görevli olması doğaldır” görüşüne de yer vermiştir[49]. Ancak bu düşünceyi de kabul etmek Anayasanın yargı ayrılığı tercihi karşısında olanaksızdır.
Ancak Türkçe dışındaki dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir. Yayınlar seçilen dilin kurallarına uygun olarak yapılmak zorundadır. Bu yayınlara ilişkin usul ve esaslar Üst Kurulca yönetmelikle belirlenir. 1) Yayın hizmeti faaliyetini yürüten işgücü her iki ülkede de bulunmakla birlikte, hangi ülkede daha yoğun olarak çalışıldığının tespit edilemediği durumlarda medya hizmet sağlayıcı, şirket merkezinin bulunduğu ülkede yerleşik kabul edilir. [124] Türkiye Basketbol Federasyonu Disiplin Talimatı’nın 46. Maddesi, Disiplin Kurulu tarafından verilen kararların kesin olduğunu ve bu kararlar aleyhine soruşturmanın iadesi dışında bir itiraz yolu mevcut olmadığını belirtmektedir. [122] Saklı tutulan hükümlerden sadece yargılamanın yenilenmesi anlaşmazlığın Yargıtay tarafından incelenmesini sağlamaktadır; ancak bu inceleme yalnızca şekle ilişkin olacak ve Yargıtay gerekli görürse anlaşmazlık Tahkim Kurulu tarafından “yeniden” incelenecektir. Saklı tutulan diğer hükümler ise yine Tahkim Kurulu’nca yerine getirilecek işlemlere ilişkhttps://casinom-hub.com/. Lâkin, futbolcu Deniz Barış olayı ile ilgili olarak Yargıtay, Tahkim Kurulu kararını yok sayarak anlaşmazlığı yeniden incelemiş ve karar vermiştir, bkz. [83] Ancak ilginçtir ki, 3461 sayılı kanunun TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde devamlı TFF’nin özerkliğine vurgu yapılmış, 3813 sayılı kanunun TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde ise her nedense özerklik hiç tartışılmamıştır.
Bu tanıma göre fail, gerçekleştirmek istediği neticeye yönelik iradesini ortaya koymuş ve bu netice için gerekli hareketleri de icra etmeye başlamıştır. Suçun özel bir görünümü olan teşebbüs; cezasızlık sebebi olarak değil, yalnızca indirim sebebi olarak düzenlenmiştir. Ceza Dairesi’nin verdiği bozma kararının ByLock yönü incelendiğinde; somut olayda sanığın ByLock kullandığı tespit edilen GSM hattına ilişkin ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının getirtilip değerlendirilerek, duruşmada CMK m.217/1 uyarınca sanık ve müdafiine okunarak diyecekleri sorulması gerektiğinden, bunun yapılmayarak verilen kararın bozulduğu görülmektedir. Esasen zorunlu müdafilik sorunu olmasa ve duruşmada mutlaka hazır bulunması gereken kişinin yokluğunda duruşma yapıldığından bahisle CMK m.289/1-e uyarınca bozma kararı verilemese idi, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının eksikliğinden dolayı bozma yerine BAM Ceza Dairesi tarafından duruşma açılması ve yapılacak değerlendirmeye göre karar verilmesi gerekirdi. Kanunun hiçbir yerinde, kovuşturma aşamasında ve bu aşamaya dahilinde tartışma bulunmayan olağan kanun yollarında geçen sürelerin tutukluluktan sayılmayacağına dair bir ibare yoktur. Bu nedenle; kovuşturma aşamasında tutukluluktan sayılmayan süreler, “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı Anayasa m.13’e ve “Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı m.19’a açıkça aykırıdır. Anayasanın “Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma” başlıklı 68.
(4) İkinci fıkrada yazılı fiilkadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa,kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadınınölümüne neden olması hâlinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasınahükmolunur. (3) Birinci fıkrada yazılı fiilkadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa,kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilinkadının ölümüne neden olması hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapiscezasına hükmolunur. İşlenmesi hâlinde, kişi hakkındaüç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (5) Hukuka aykırı yollarla eldeedilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden veya aşılayan kişi, ikiyıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. – (1) Taksirle başkasının vücuduna acı verenveya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üçaydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.